30 Kasım 2013 Cumartesi

#Tamam mıyız?

Bir cumartesi akşamının daha sonuna yaklaşıyoruz. Hafta sonu bu kadar hızlı geçmese olmaz sanki. Bugün Çağan Irmak'ın filmi Tamam mıyız? a gittik. Filmi beğendim. Ben Çağan Irmak'ın filmlerinde kullandığı müziklere hasta oluyorum. Bu filmde gözünüzden bir damlada olsa yaş akacağından eminim. Eve geldim temizlik, duş, biraz ders çalışma derken geceyi yarıladım. Birazda keyif yapalım. Kışın vazgeçilmezi soba olmasada tavada nefsimizi körelten kestanesiz olmaz. Geceye yakışır müziklerde hazır. Ben kaçayım o zaman. Gözleri bu yazılara değen herkese iyi geceler.



28 Kasım 2013 Perşembe

#minikfoto

Bu hafta yoğun geçti. Arkadaşımın nişanı , ders çalışma halleri , en yakın arkadaşım Didom'un yurt dışından gelişi zaman nasıl geçti anlamadım. Aslında Didom geleli iki hafta olmuştu ama biz yeni görüşebildik.
Nişanı olan Meleğim eski iş yerinden samimi olduğum arkadaşımdı.Yaza da düğünleri olacak eşinin işi nediyle İstanbul'a gidecek. Zena'da İstabul' da olduğundan özleyeceğim. Zena'da nişan için eşiyle beraber geldi.












Nişandan sonra Nil'i dinlemeye gittik. Eve geldiğimizde 3 e geliyordu. Sabah nasıl kalktım hatırlamıyorum. Didom'a söz verdiğim için kendimi resmen yataktan sürükledim. Nil sahneden indikten sonra oturup eski günleri yad ettik. Zena 'lar evlenmeden önce hafta sonları Mut İstanbul'dan gelirdi. Diğer arkadaşlarda bizde toplanır sabaha kadar oturur , sabahları saatler süren kahvaltılar yapardık. Hep beraber gezmelere gider yemekler yapar, akşamları tabu oynardık. O yüzden eski evimizi çok özlüyorum. Bu evde bu tarz şeyler çokta yapamadık. Her birimizin bir yerlerde vakit olmuyor. Toplanamıyoruz. Unutmamak ilerde dönüp baktığımda hatırlamak için eski günlerle ilgili daha çok şey yazmak lazım.




Didom'la buluşup hasret giderdik diyemiyorum. Çok özlüyorum. Evlendikten sonra yurt dışına yerleşti. Kesin dönüş yapana kadar hasretlik devam edecek. Onunla da bol bol eski günleri andık. Didomla çok daha eski bir geçmişimiz var. Bir ara gülme krizlerine girdik. Beraber yemek yemeyi, kahve keyfi yapmayı, dertlenmeyi, gülmeyi , ağlamayı özlemişim. Geldiğinde ilk haftalar görüşemediğimiz için bana küsmüştü. Sonra barıştık ama bende sürpriz olsun diye çikolata gönderdim. İki gün geçti ama eline ulaştı. O mutlu olsun yeter bana.







 Bu hafta Nil'in aldığı peruk baya bir eğlencemiz oldu. İpekten yapılmış. Nişantaşı Pazar ından aldı. Saçımı hiç uzatmadığımdan uzun saçlı halimi görmüş oldum. Sid'e gösterdiğimde uzun saçı sevmemesine rağmen çok hoşuna gitti. Ayrıca Çankaya Yıldızdaki Nişantaşı pazarı gerçekten kaliteli ve uygun ürünler var. Taçlar , takılar uygun fiyata alındı. Flormarın oje kurutucusu spreyi denememiştik ama ben başarılı buldum. Ayrıca simli ojeleride çok güzel. Tek kötü yanı ojeyi çıkartırken simlerin tırnağı çiziyormuş hissi vermesi.




22 Kasım 2013 Cuma

VAN KAHVALTISI

Merhaba arkadaşlar,
Haftanın son günü güzel bir kahvaltı hasreti çekiyorum. En sevdiğim öğün sabah kahvaltıları. Öğlen oldu ama ben hala kahvaltı derdindeyim. Çok erken işe geldiğimden dolayı evde kahvaltı şansım bulunmuyor. Ancak hafta sonları. Brunchlarada bayılıyorum. Van kahvaltısından bahsetmek istiyorum. Van'da babamın mesleğinden dolayı bir kaç sene kalmıştık. O zamanlar Van'ın en ünlü kahvaltı salonu Bak Hele Bak kahvaltı salonuydu. Sahibi Yusuf Bey çok eğlenceliydi. Masanıza gelir bilmece sorar eğer bilirseniz size hediye verirdi. Yeni öğrendim ki Van depreminden hasar gördüğünden Ankara'ya Bak Hele Bak kahvaltı salonu açılmış. Henüz gidemedim ama mutlaka gitmeyi düşünüyorum.




 Geçen ay D'Van Kahvaltı Sofrasına gitmiştik. Oranında menüsü gayet güzeldi. Van kahvaltısında diğer kahvaltılarından özel olarak otlu peynir, murtuğa, kavut gibi Van'a has yiyecekler bulunuyor. Damak tadınıza hitap eder mi bilmem ama mutlaka denemenizi öneririm.
 D'Van Kahvaltı Sofrasının adresi Emek 4. Cd. No:151 (Kazakistan Cd.)Ankara

















Bizde iş yerinde bunları kahvaltı niyetine yiyelim sağlıksız sağlıksız:(

20 Kasım 2013 Çarşamba

....



Ah bu kızlar ah...Dün eve gittiğimde ne göreyim bizim kızlar yine alışverişin dibine vurmuşlar. Hatta Nil olayı abartıp aynı ayakkabının iki rengini almış. Gerekçeyse indirim vardı. Gerçi bundan bir kaç ay önce aynı ayakkabı modelinin 3 rengini alan biri için şaşırmamam gerekiyordu. Sadece bir dolabı ayakkabı dolu. Taşınırken ayakkabılarını nereye koyacağımızı bilemedik.





























Açıkçası benim ayakkabı düşkünlüğüm yoktur. İhtiyacım görülsün yeter.Ama benim de parfüm ve güzel koku hastalığım var. Kötü kokuya tahammülüm yok. Bu aralar parfüm almıyorum sadece gidip bakıp koklayıp çıkıyorum. Elimdeki parfümlerin bir kaçını tüketmeden de almayı düşünmüyorum.




















Alacağım ilk parfümü belirledim Roberto Cavalli Edp. Kokusuna hayranım. Yılbaşı indirimleri başlar yakında belki kendime bir güzellik yapıp alırım.



19 Kasım 2013 Salı

KÖSEM SULTAN



Ankara'da yaşayanlar bilir. Bir İstanbul ,İzmir gibi denizimiz olmadığından yapılacak aktiviteler çok sınırlı. İnsan alışveriş merkezilerinden bıkıyor. Ne yaparsan yap bir süre sonra başa dönüyorsun. Ben en çok tiyatroya gitmeyi seviyorum. Boş vakit bulduğumuzda da bir şekilde değerlendiriyoruz. En son gittiğimi oyun Kösem Sultan gitmeyenlere tavsiye ederim. Kostümler, oyuncular gayet başarılıydı. IV. Mehmet dönemini anlatıyor. İlk başlarda sıkılacak gibi olduk ama sonrasında akıcıydı. Bilet için acele etmeniz gerek genelde tükenmiş oluyor. Oyundan sonra Kösem Sultan'ın hayatına baktım. Her şeyi yüzeysel biliyormuşum. Bir yandan da utandım tarihimizi hiç okumuyoruz.Ya da kişisel konuşayım okumuyorum. Böyle şeyler en azından araştırmamıza vesile oluyor.


İki kadın karşı karşıya... 
Bir yanda iktidar uğruna oğlu İbrahim’i önce tahtından indirip sonra boğduran, iktidar uğruna torunu Mehmet’i, hem de iftar şerbetine zehir koydurarak öldürmeye kalkan, kısacası, iktidar uğruna canavarlaşan Kösem Sultan... 
Diğer yanda toy, devlet işlerinde henüz ehil olmayan Turhan Sultan... 
Kim zafere ulaşacak? 
Kötülük mü? İyilik mi? Acı mı? Sevinç mi? Umut mu? Umutsuzluk mu? Aşk mı? Hüzün mü? Başarı mı? Yengi mi?
Dahası devlet sırtından kadın sultanlar dönemini atabilecek mi?





18 Kasım 2013 Pazartesi

Okuyom ben ya....


Merhaba arkadaşlar uzun zamandır yazamıyordum. Vakitsizlikten , halsizlikten..Bazen zaman öyle bir geçiyor ki sadece yaşıyorsun duyguların alınmış gibi hissetmeden. Neyse bu süreçte hayatımı değiştirmek adına dershaneye yazıldım KPSS furyasına bende girdim, umarım işten kalan zamanda çalışabilirim. Motivasyon adına her şeyi yapıyorum ya da kendimi kandırmak adına mı desem. Odamda masa yoktu. Çalışma masası bile koydum. Salonda çalışmam imkansız zaten kızların eve geliş saatleri birbirinden  farklı olduğu için mümkün değil rahat çalışmam. Bakalım nereye kadar gider bu çalışma.

Üniversite zamanında oluşturduğum çalışma ortamı pek etkili olmamıştı. Tüm gece müzik dinleyip, bitki çaylarının, kahvenin dibine vurup, sınava 2 saat kala tutuşup jet hızıyla sayfalar ezberlediğimi bilirim. O zamanlarda çalıştığım için işe gittiğim zamanlarda sınava gitmeden arkadaşlara anlatarak ders çalışırdım. Sınav zamanında benden çok onlar stres olurdu. Bu sefer kendime söz verdim ,büyüdümde tabi. Düzenli çalışacağım. Buraya yazmamın nedenide olur da çalışmazsam buraya bakıp utanırım artık.















Ev arkadaşım sevgilisiyle 3. yıllarını kutladılar. Bu vesileyle abur cuburun dibine vurduk. Böyle saçma kutlama umarım bir bizde değildir:) Göz açıp kapayıncaya kadar günler geçip gitti işte. Bu yaz düğünleri olacak. Evde kızlarla birbirimizi pek göremediğimizden bu tarz şeyler vesile oluyor. Umarım nice mutlu yılları olur.



Buda kızımıza gelen güller.









8 Kasım 2013 Cuma

Köstebek Pasta

Merhaba arkadaşlar,
Geçenlerde uzun zamandır yemek yapmadığımdan mıdır nedir bilinmez yemek yapma isteği geldi birden. Vaktim varken birde pasta yapayım dedim. Yapımı oldukça kolay. Paketin içinden unu, kreması, çikolata parçacıkları çıkıyor. Ekstra olarak yumurta, süt, margarin, muz kullanıyorsunuz. Arkadaki tarife göre yaptım ancak dikkatsizliğim yüzünden  kremasını kek hamuruna kattım. Unu pakette kalmış bense krema beyaz olunca un sandım. Tam işlemler bitiyordu ki kutunun içindeki unu fark ettim. Bende yapacak bir şey yok diyip unu karışıma katıp katılaşan hamura süt kattım. Kreması kalmadığı için bende iki paket kremşanti kullandım. Bu seferde iki paketi fazla geldi. Allah'tan pasta gayet lezzetliydi. Daha önce yemiştim zaten sadece biraz muzlu krema tadı eksikti. Ama ev ahali beğendi. Yoksa dillerinden kurtulamazdım.





Birde bekar evi olduğu için pasta kalıbımız iki tane var. En uygunu seçtim. Şekil yönünden de farklı oldu. Mevcut imkanları kullandım.














 Olması gereken paketin üstündeki :)
Görüntü olarak aralarında baya bir fark var.









6 Kasım 2013 Çarşamba

Bebek Odaları

Bu sene bir çok arkadaşım doğum yaptı. Bebek ziyaretlerine gitmemek olmazdı. Onlarla birlikte her şeyi öğreniyorsun. Doğum hikayelerini dinliyor daha evlenmeden en iyi bez hangisi, bebek kıyafetleri, odaları  nasıl olmalı hepsini öğreniyorum. Özellikle bebek odalarına çok önem veriliyor. Eskiden tüm kardeşler aynı oda da kalırdı ama şimdi ev alırken kiralanırken hepsi düşünülüyor. Kardeşimden de bilgilerim var ama aradan 10 sene geçti her şey değişiyor haliyle. Bugün denk geldiğim arkadaşlarıma da gönderdiğim bebek odalarınız sizinle paylaşmak istedim. Blogumun amacı birazda bu aslında sevdiğim şeyleri sizlerle paylaşmak, anılarımı toplamak. Yeni anne olacaklar varsa onlar içinde fikir olabilir. Sonuçta hayat paylaştıkça güzel.
























5 Kasım 2013 Salı

İş Yerinde Workshop



























Merhaba arkadaşlar,
Bugün fotoğraflara bakıyordum ki eskilerden şirketin gerçekleştirdiği workshop çalışmamıza denk geldim. Çok eğlendiğimiz bu görüntüleri sizinle paylaşmak istedim. O gün  fazlasıyla eğlenmiş ve stres atmıştık. Hatta bir ara gülmekten karnımıza ağrılar girmişti. Zaten amaçta birazda buydu. İş stresinden uzaklaşmamız ve kısıtlı sürede kendi yeteneklerimizi hayal gücümüz doğrultusunda kullanabilmemizdi. Tabi ki grup çalışması ve gösterdiğimiz uyumda unutulmamalı.



İlk naz yaptılar ama sonlara doğru neşeleri yerine geldi. :)

 Workshop çalışmasında önce karışık olarak dörderli gruplara ayrıldık. 5 tane grubumuz oldu. Gün içerisinde bir çok çalışmayla  iş hayatındaki korkularımız, heyecanımız, saplantılarımızdan arınmak adına etkinliklerimiz oldu. Bir nevi tüm fazlalıklarımızdan kurtulduk. Videolar çektik, senaryolar yazdık, taklitler yaptık. Tüm günümüz dolu dolu geçti. Ama ben en çok yaratıcılık bölümünü sevdim. Bize verilen kısıtlı malzemelerde (gazete, bant, post it) kıyafet tasarlayacaktır. Herkes konu mankenin üstüne direkt kıyafeti yaptı. Böyle olunca çıkarmak için parçalamak zorunda kaldılar. Bizim grupsa çıkarıp giyilebilir kıyafetler hazırladığından bir adım öne geçip birinci oldu. Biran amacımızdan çıkıp hırs yapmaya başlamıştık ki işin sadece eğlence olduğunu hatırladık fazlasıyla eğlendik. Özellikle erkek arkadaşların "ben bunu giyemem ya" itirazlarıyla o surat ifadeleri beni benden aldı.








Nasılda harı harıl çalışıyoruz :)