30 Aralık 2013 Pazartesi

Kurabiye Denemeleri

Merhaba arkadaşlar,

Yeni yıl umarım herkesin düşlediği gibi olur. Umutlar tükenmesin. Gününüz geçen günden güzel olsun. Yeni yıl için planımız belli oldu gibi. 12 ye kadar evde arkadaşlarla takılıp 12 den 4 e kadar bir mekanda eğleneceğiz. Son an değişiklikleri olmazsa.

Yeni yıl için sevdiğime kurabiyeler yaptım. Yarın vereceğim. Bunun için dün gece baya uğraştım. Vakit yoktu açıkçası zaten akşama kadar Sid'le beraberdik "hadi sen eve git ben sana kurabiye yapacağım"da diyemedim. Şeker hamurundan ilk denemelerim. Vakit olsa daha özenli yapabilirdim. Süslemeleri bugün mü yapsam diye düşündüm ama bugünde dershanem var. Artık ikinci denememde daha güzel olur. Ayrıca Nilin doğum günü 2 ocak olduğu için ona da hazırladım. Onların fotosunu çekmeyi unuttum sonra sizinle paylaşırım.
Kurabiyeleri evdekilere tattırdım, beğendiler. Umarım Sid'de beğenir.


















Kendime yeni yıl hediyesi aldım. Daha doğrusu bir şeyler almak için bahanem oldu. Bir çok sitede kullananların olumlu yorumu olduğu için kullanmak istedim. Memnun kalırsam sizinle de paylaşırım. 



23 Aralık 2013 Pazartesi

Saç Boyama Sonucu

Bir önceki yazımda saçımı açma işlemi uygulayarak boyacağımdan bahsetmiştim. Yazısını burada görebilirsiniz tık tık  Sonuç istediğime yakın. İlk açma işlemini yaptım ancak saçımı yanmasından korktuğumdan erken yıkadım. Sanırım bir iki kez daha boyamayla istediğim renge kavuşacağım. Saç dipleri erken açıldığı için en son boyanması gerekiyor. Benim diplerim şuanda bir ton daha açık uçlara göre.

Daha önce açma işlemi yüzünden saçım iki kez yanmıştı. En güzel kısmıysa saçımı kendim açmama rağmen hiç yıpranmadı. Ayrıca kuaföre vereceğim paranın dörtte birine saçımı boyamış oldum.






22 Aralık 2013 Pazar

Saç Boyama Çılgınlığı

Merhaba arkadaşlar,
Ne zamandır saç rengimi değiştirmek istiyorum. Yıpranmasından korktuğum için sürekli erteliyordum ama sonunda saçımı boyama kararı aldım. Sıcak bakır rengine saçımı kendim açarak boyayacağım. Daha önce bu rengi kullandım ama kuaförde boyatmıştım. Kuaförden saçım yanmasın diye organik boya istememe rağmen maalesef yandı hemde dünyanın parasını ödemiş oldum. Rengini de istediğim gibi tutturamadı yeniden boyatmak zorunda kalmıştım. Nasıl olacak bilmiyorum ama kendim boyacağım. Ankara da yaşayan arkadaşlar belki bilir Sıhhıye' de İlkiz Sok.da kuaför malzemelerini toptan fiyatına perakende satan yerler var. Saç boyasından, makyaj malzemelerine, saç bakım ürünlerine , takma kirpiklere, yüz maskelerine aklınıza gelebilecek bir çok şeyi çok ucuza alabiliyorsunuz. Ayrıca çok ilgililer sizi yönlendiriyorlar. Ben saç açıcı boya iki tüp boyaya toplam 24 tl verdim ki inanın bunlar kuaförlerin kullandığı boyalar, oldukça kaliteli ütünler. Aldığım açıcı L'Orealin ürünü. Ankara'daki bir çok kuaför buralardan malzeme alıyor. İsteyen arkadaş olursa tam adreste verebilirim.

Şuan ki saçımın fotoğrafını hem güneşte hemde ev içindeki halini çektim boyama bitsin o zamanda çekip sizinle paylaşacağım. En azından saçını boyamak isteyen arkadaşlar varsa fikir edinebilirler. Boyama bittikten sonra sizinle paylaşacağım. Emin olamıyorsanız muhakkak bir kuaföre danışın. Sevgilerle.








20 Aralık 2013 Cuma

Yeni Yıl


Yeni yıl , yeni umutlar, yeni heyecanlar , yeni istekler....


2013 ü geride bırakmamıza neredeyse bir buçuk hafta var. Yılbaşında ne yapacağız henüz karar veremedik. Kimi insan Hristiyanlara ait olduğu için yeni yılı kutlamanın doğru olmadığını söyler. Ancak Hristiyanlar noel kutlaması yaparlar. Noel, her yıl 25 Aralık'ta kutlanır. Kutlamalar 24 Aralık'ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder.Yanlış biliyorsam da affola. Bizde yılbaşı sadece 31 Aralıkta yeni yılın gelmesini eğlenerek farklı bir düşünce olmadan kutlanır. Amacımız birbirinden farklı olduğu için açıkçası ben yeni yılı Müslümanlar kutlamaz cümlesini doğru bulmuyorum. Asimile oluyoruz kültürümüzde böyle şeyler yok diyenlere de inanın saygı duyuyorum. Ama ben insanlarının diğer insanları rahatsız etmeden mutlu oldukları bir şeyi yapmalarını yanlış bulmuyorum.

Geçen sene yeni yılı evde karşıladık. Arkadaşlar toplanıp geldiler. Arkadaş müziği kendimiz yaparız diye gitarını alıp gelmişti. Nil'in sesi zaten güzel. Gerçi Nil 'in o gece müzik programı vardı. Geç katıldı. Çok eğlenceli bir akşam olmuştu.  Umarım bu senede eğlenceli bir akşam olur.

O gün arkadaşlar yemeği yedikten sonra gelecekleri için atıştırmalıklar hazırladım. Her yıl başının vazgeçilmezi çerezler, meyve, içecekler, cipsler alındı. Gözüm nasıl dönmüş o kadar şey hazırlamışım ki "Keşke yemek yemeden gelseymişiz" dediler. Allahtan hazırladıklarımın hepsi bitti. Atılsaydı çok üzülürdüm.

Bu sene evde kalırsak yine atıştırmalık , pratik bir şeyler hazırlarım. İnternette yılbaşı için çok yaratıcı fikirler var sizinle de paylaşmak istedim. Yeni yıl  dileklerimi eğer unutmazsam başka bir postta iletmek isterim. Sevgiyle kalın:)



































19 Aralık 2013 Perşembe

Şiirler Kalbimize Dokunur




Bugünü şiir günü ilan ettim. Ne zaman olmuş şiir okumayalı. Okudukça eski günler geliyor aklıma. Anılar, gelmiş, geçmiş, gelecek garip hallere sürüklüyor beni. Resmen ruhumu dinlendiriyor. Hafif bir müzik alsana metitasyon. Lise yıllarında okul gazetesine öykülerimi yazmıştım. Şiirde yazardım ama kimseye okutmaya cesaret edemezdim. Eleştirmenler çoktu etrafımda :) O zamanlar daha edebi bir yönüm vardı. Arkadaşlarımla okuduğumuz kitaplar hakkında konuşur, okulda şiir dinletileri yapardık. İyi ki de yapmışız. O yüzden okullarda bu tarz etkinliklerin mutlaka olmasını savunan biriyim. Bu aralar kitap okuyamıyorum. Aslında yatmadan önce bile bir iki sayfa okunabilir. Bahanesi olmamalı ama maalesef yapamıyorum. Evlenince hayalim bir kitaplığımın olması ve boş zamanlarımda kitap okuyabilmek. Eminim bir çok kişinin hayalidir. Umarım isteyen herkes yapabilir.

Sizlerde isterseniz bugün bir şiir seçip okuyabilirsiniz ama müzik eşliğinde. Benim size önerim yağmur sesinde isterseniz bu linkten TIK TIK dinleyebilirsiniz. Yağmur sesine eşlik etmesi için arka planda farklı bir şarkı da açabilir. Sevgiyle kalın...


Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen

Biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karartma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri

Bir arkadaş evine uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
Biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi

Belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar

Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen


Ahmet Telli

ahh o gece yolculukları
bir başka kentte, bir başka insan olmanın umutları
kaç yol arkadaşı kaldı şimdi geriye
gençliğin ilk acılarını birlikte keşfettiğimiz
                   kaç yol arkadaşı?
sürüyerek götürdüğümüz dargın beraberlikleri saymazsak
ne kalıyor elimizde?
ölenler,
terk edenler,
bir de telefonları, adresleri, kendileri değişenler...

Murathan Mungan

18 Aralık 2013 Çarşamba

AquaVega






Bloguma  ara vermeden yazmak istiyorum ama bazen elimi dahi kaldıracak halde olmuyorum. İş olmasa tüm gün yataktan çıkmayabilirim. KPSS için dershanemde başladı onunda yorgunluğu var. İşten sonra koştur koştur derse git. Esnemeden dersi dinlemeye çalış, bot al, bilinci açık tutmaya çalış baya yorucu olabiliyor. Artık hafta sonlarını daha bir bekler oldum.

Geçen hafta sonu Aquavegaya gittik. En çok hatıra olarak hediye alabileceğiniz mağazayı sevdim. Ferah ve çok güzel hediyelik eşyalar var. Biz hatıra olarak su küresi aldık. Çocuklu ailelerin gidebileceği güzel bir yer. Açıkçası alışveriş merkezi dışında çok seçeneği olmayan Ankara'ya bu tarz yerlerin daha fazla açılması gerekiyor Telefonumun şarjı azaldığından çok fazla fotoğraf çekemedim. Fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi sevmeyen biri olarak Sid bu durumdan çok memnundu. Sosyal medyanın kucağında olan bir insan olarak ilk zamanlarda Sid'in bu bakış açısına alışamamıştım. Hatta bir ara kendimi sorgular oldum. Yazdıklarımı tekrar gözden geçirdim ,bir hevesle facebooka yüklediğim fotoğraflardan bazısı çok saçma geldi hepsini sildim. Birde Sid'in gözünden bakınca " Ya biz napıyoruz" der oldum. Yediğimiz , içtiğimiz, gezdiğimizden kime ne? Blog açtıktan sonra bu düşüncem biraz daha değişti. Çünkü paylaşılan yazılarla bir çok şeyden haberdar olabiliyor ya da yeni şeyler öğrenebiliyoruz. Merak ettiğim bir konu hakkında birilerine danışabiliyorum daha ne olsun. Tabi bunu abartanlarda var. Foursqare dan dakikada chekin olanlar, facete yediği içtiğini her an görüntüleyenler, her fotoğrafta yorum bekleyenler, her şeye bilmem ne keyfi yazanlar evet onları gördükçe bende tası karağı toplayıp gidesim geliyor. Daha önceki işimde de Sosyal Medya biriminde çalıştığım için facebook, twitter kullanmayan mı kaldı derdim.Öğrenmiş oldum var. Benim sevgilim.  Blog açtığımı sırf bu yüzden söylemedim ama o bir şekilde öğrendi. Olurda dalga geçer diye ( böyle şeyler yapmaz ama Cem Yılmaz'ın son gösterisini izledikten sonra emin olamıyorum) yazılarımı okumasın diye söz aldım. Şuan çok merak ediyor  O Minik Dünyanda neler yapıyorsun diye sürekli uğraşıyor hatta şarkı bile yazdı. O benim Minik Dünyam, onunla hinlik yapıp onunla mutlu olan diye :) Belki ilerde bende kapatırım ama şuanda halimden memnunum. Bilmiyor ki Sid , Minik Dünyamın ta kendisi.
Doğukent Bulvarı, Nata Vega Outlet ANKARA
Tel:(0312) 554 28 28 | Faks :(0312) 554 28 29
www.aquavega.com.tr













30 Kasım 2013 Cumartesi

#Tamam mıyız?

Bir cumartesi akşamının daha sonuna yaklaşıyoruz. Hafta sonu bu kadar hızlı geçmese olmaz sanki. Bugün Çağan Irmak'ın filmi Tamam mıyız? a gittik. Filmi beğendim. Ben Çağan Irmak'ın filmlerinde kullandığı müziklere hasta oluyorum. Bu filmde gözünüzden bir damlada olsa yaş akacağından eminim. Eve geldim temizlik, duş, biraz ders çalışma derken geceyi yarıladım. Birazda keyif yapalım. Kışın vazgeçilmezi soba olmasada tavada nefsimizi körelten kestanesiz olmaz. Geceye yakışır müziklerde hazır. Ben kaçayım o zaman. Gözleri bu yazılara değen herkese iyi geceler.



28 Kasım 2013 Perşembe

#minikfoto

Bu hafta yoğun geçti. Arkadaşımın nişanı , ders çalışma halleri , en yakın arkadaşım Didom'un yurt dışından gelişi zaman nasıl geçti anlamadım. Aslında Didom geleli iki hafta olmuştu ama biz yeni görüşebildik.
Nişanı olan Meleğim eski iş yerinden samimi olduğum arkadaşımdı.Yaza da düğünleri olacak eşinin işi nediyle İstanbul'a gidecek. Zena'da İstabul' da olduğundan özleyeceğim. Zena'da nişan için eşiyle beraber geldi.












Nişandan sonra Nil'i dinlemeye gittik. Eve geldiğimizde 3 e geliyordu. Sabah nasıl kalktım hatırlamıyorum. Didom'a söz verdiğim için kendimi resmen yataktan sürükledim. Nil sahneden indikten sonra oturup eski günleri yad ettik. Zena 'lar evlenmeden önce hafta sonları Mut İstanbul'dan gelirdi. Diğer arkadaşlarda bizde toplanır sabaha kadar oturur , sabahları saatler süren kahvaltılar yapardık. Hep beraber gezmelere gider yemekler yapar, akşamları tabu oynardık. O yüzden eski evimizi çok özlüyorum. Bu evde bu tarz şeyler çokta yapamadık. Her birimizin bir yerlerde vakit olmuyor. Toplanamıyoruz. Unutmamak ilerde dönüp baktığımda hatırlamak için eski günlerle ilgili daha çok şey yazmak lazım.




Didom'la buluşup hasret giderdik diyemiyorum. Çok özlüyorum. Evlendikten sonra yurt dışına yerleşti. Kesin dönüş yapana kadar hasretlik devam edecek. Onunla da bol bol eski günleri andık. Didomla çok daha eski bir geçmişimiz var. Bir ara gülme krizlerine girdik. Beraber yemek yemeyi, kahve keyfi yapmayı, dertlenmeyi, gülmeyi , ağlamayı özlemişim. Geldiğinde ilk haftalar görüşemediğimiz için bana küsmüştü. Sonra barıştık ama bende sürpriz olsun diye çikolata gönderdim. İki gün geçti ama eline ulaştı. O mutlu olsun yeter bana.







 Bu hafta Nil'in aldığı peruk baya bir eğlencemiz oldu. İpekten yapılmış. Nişantaşı Pazar ından aldı. Saçımı hiç uzatmadığımdan uzun saçlı halimi görmüş oldum. Sid'e gösterdiğimde uzun saçı sevmemesine rağmen çok hoşuna gitti. Ayrıca Çankaya Yıldızdaki Nişantaşı pazarı gerçekten kaliteli ve uygun ürünler var. Taçlar , takılar uygun fiyata alındı. Flormarın oje kurutucusu spreyi denememiştik ama ben başarılı buldum. Ayrıca simli ojeleride çok güzel. Tek kötü yanı ojeyi çıkartırken simlerin tırnağı çiziyormuş hissi vermesi.




22 Kasım 2013 Cuma

VAN KAHVALTISI

Merhaba arkadaşlar,
Haftanın son günü güzel bir kahvaltı hasreti çekiyorum. En sevdiğim öğün sabah kahvaltıları. Öğlen oldu ama ben hala kahvaltı derdindeyim. Çok erken işe geldiğimden dolayı evde kahvaltı şansım bulunmuyor. Ancak hafta sonları. Brunchlarada bayılıyorum. Van kahvaltısından bahsetmek istiyorum. Van'da babamın mesleğinden dolayı bir kaç sene kalmıştık. O zamanlar Van'ın en ünlü kahvaltı salonu Bak Hele Bak kahvaltı salonuydu. Sahibi Yusuf Bey çok eğlenceliydi. Masanıza gelir bilmece sorar eğer bilirseniz size hediye verirdi. Yeni öğrendim ki Van depreminden hasar gördüğünden Ankara'ya Bak Hele Bak kahvaltı salonu açılmış. Henüz gidemedim ama mutlaka gitmeyi düşünüyorum.




 Geçen ay D'Van Kahvaltı Sofrasına gitmiştik. Oranında menüsü gayet güzeldi. Van kahvaltısında diğer kahvaltılarından özel olarak otlu peynir, murtuğa, kavut gibi Van'a has yiyecekler bulunuyor. Damak tadınıza hitap eder mi bilmem ama mutlaka denemenizi öneririm.
 D'Van Kahvaltı Sofrasının adresi Emek 4. Cd. No:151 (Kazakistan Cd.)Ankara

















Bizde iş yerinde bunları kahvaltı niyetine yiyelim sağlıksız sağlıksız:(

20 Kasım 2013 Çarşamba

....



Ah bu kızlar ah...Dün eve gittiğimde ne göreyim bizim kızlar yine alışverişin dibine vurmuşlar. Hatta Nil olayı abartıp aynı ayakkabının iki rengini almış. Gerekçeyse indirim vardı. Gerçi bundan bir kaç ay önce aynı ayakkabı modelinin 3 rengini alan biri için şaşırmamam gerekiyordu. Sadece bir dolabı ayakkabı dolu. Taşınırken ayakkabılarını nereye koyacağımızı bilemedik.





























Açıkçası benim ayakkabı düşkünlüğüm yoktur. İhtiyacım görülsün yeter.Ama benim de parfüm ve güzel koku hastalığım var. Kötü kokuya tahammülüm yok. Bu aralar parfüm almıyorum sadece gidip bakıp koklayıp çıkıyorum. Elimdeki parfümlerin bir kaçını tüketmeden de almayı düşünmüyorum.




















Alacağım ilk parfümü belirledim Roberto Cavalli Edp. Kokusuna hayranım. Yılbaşı indirimleri başlar yakında belki kendime bir güzellik yapıp alırım.